Yeşilçam’ın usta ismi Salih Güney, torunu Can Işık’ı kaybettikten sonra ilk kez konuştu. Güney kızı Ebru Işık ve torunuyla neden yıllardır görüşmediğini, torununun cenazesine neden gitmediğini anlatırken Türk sineması hakkındaki düşüncelerini de paylaştı.
Güney, “20 milyonda bir görülen kanser türüne yakalandı. Topuktan başladı, sonra yayıldı. 12 yaşından beri kanserle mücadele ediyordu. 15 sene çok ızdırap çekti. Babası dünyanın en iyi doktorlarına götürdü. Ama olmadı. Çok çekti torunum. Çok yorulmuştu, en son da kaybettik zaten. Çok acı çekiyordu, huzura kavuştu. Nur içinde yatsın. Allah rahmet eylesin.”
Günaydın’dan Tuba Kalçık’a konuşan Salih Güney’in röportajı u şekilde:
DÜNYALARIMIZ AYRIYDI
En son ne zaman görüştünüz torununuzla?
Fotoğraflardan görebiliyordum. Dünyalarımız ayrıydı son yıllarda torunumla.
Kızınızla küs müsünüz?
Kızımın bize karşı bir tavrı var. Sadece bana da değil. Amcasına, teyzesine, yengesine de… Bizden uzak duruyor. Anlayabilmek mümkün değil. Aileyiz biz ama bizden uzak duruyor.
Kızınızla konuştunuz mu torununuzun kaybından sonra?
Mesaj gönderdim. Ben kızıma babalık yaptım. Kendimi hiç suçlu hissetmiyorum. Onu en iyi şartlarda yaşattım. Hiçbir şeyini eksik etmedim. Amerika’ya eğitime götürdüm. Ona hep imkanlar sağladım. Et tırnaktan ayrılmaz ama say beni sayayım seni, sev beni seveyim seni. Telefonlarıma cevap vermiyor. Ben elimden geleni yaptım onun için…
YEŞİLÇAM DÖNEMİNDE OYUNCULAR PARA KAZANAMADI
Yeşilçam’a damga vurmuş bir sanatçısınız. Yıllarınızı sinemaya vermiş biri olarak günümüzdeki oyuncuları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sinemada personalite çok önemli. Çok yakışıklı ya da güzel olabilirsin ama personalite yoksa öne çıkamazsın. Karakter, kişilik de bilgi ve birikimle oluyor. Görüyorum, fiziksel olarak çok iyiler ama personalite yok. Bazı isimler ise, kişilik ve duruşlarıyla parlıyorlar. Bunu yakalamak önemli.
Yeşilçam sineması hâlâ büyük ilgi görüyor. Yeşilçam halka sinemayı sevdirdi. Sinemada aileyi çektik. Ailelerin içine girdik. O yüzden de hâlâ izleniyor. Bizim dönem oyuncular para da kazanamadı. Bu açıdan şansız bir dönemdi oyuncular için. Şimdikiler şanslı. Ben oyunculuğun yanı sıra turizm sektöründe de çalıştım. Ülkemizin turizm alanlarını ve kültür varlıklarını tanıtmak için uğraştım. Hatta ‘Kültür Varlıkları Yerinde Güzeldir’ kampanyası, Herkül heykelinin belden kopuk üst parçasının Türkiye’ye getirilmesi amacıyla Boston Fine Arts müzesinin önünde eylem bile yaptım.
HASTALANDIĞIM İÇİN CENAZEYE KATILAMADIM
Torununuzun cenazesine neden katılmadınız?
10 gün önce Mısır’daydım. Dönüş yolunda mikrop kaptım uçakta. İstanbul’da çok rahatsızlandım, acil sağlığı eve çağırdım. 2 defa serum aldım. KOAH hastalığım da var. Çok zorlanıyorum. Biraz toparlanıp, Çeşme’ye geldiğimde de vefat haberini aldım. Zaten bu şekilde seyahat edemezdim. Ben bundan dolayı katılamadım ama kardeşim ve yeğenim gitti. Güney ailesini temsilen katıldık.
EN ÇOK ‘YASAK SOKAKLAR’ FİLMİMİ SEVERİM
Filmleriniz arasında sizin için yeri ayrı olan var mı?
100’ün üzerinde film çektim. Severek oynadım tüm filmlerimde. Ama ‘Yasak Sokaklar’ filmini çok severim. Zenginler ve fakirler arasındaki uçurumu gösteren bir filmdi. Bir de ‘O Kadın’ filminin yeri çok ayrıdır. Hülya Koçyiğit annemi, Müşfik Kenter de babamı oynamıştı. Çok severek oynadım. Bizden sonra bu dizide oynayanlar çok iyi para kazandı.
patronlardunyasi.com
İLGİLİ HABER