Davutoğlu’dan şehit cenazesinde yapılan provokasyona tepki: Düşmanınız gelse cenazede unutursunuz, bu ahlakı ne zaman kaybettik biz?

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Anadolu’da iki konuda mutlak mutabakat vardır. Eğer cenaze varsa her şey unutulur. Cenaze makamında sadece tekbir getirilir. Bir cenaze namazı kılındı Manisa’da ve sanki siyasi partiler arasında kavga mekanı gibi. Maalesef bütün bugünlerde milleti birleştirmesi gereken Cumhurbaşkanlığı makamı bundan sonraki cenazeleri de ipotek altına alırcasına ‘daha ne günler göreceksiniz’ tarzında halkı ana muhalefet partisi genel başkanına karşı tahrik etti. Düşmanınız gelse cenazede unutursunuz. Taziye kültürünün bir ahlakı vardır, bu ahlakı ne zaman kaybettik biz” dedi.

Saadet- Gelecek Partisi ortak grup toplantısı, bütçe görüşmeleri nedeniyle verilen aranın ardından bugün yapıldı. TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sırasında fenalaşarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez için sinevizyon gösteriminin yapıldığı grup toplantısına, Hasan Bitmezin eşi ve kızı da katıldı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Hasan Bitmez’in rozetini eşine teslim etti.

Selçuk Özdağ: Önergemizin hepsini reddettiler

Saadet- Gelecek Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, toplantının açılış konuşmasını yaparak, “Bütçe TBMM’ye geldi. İnanın biz bütün muhalefet olarak bir satırını değil bir kelimesini değil bir virgülünü değiştiremedik buna da ‘demokrasi’ diyorlar. Önergemizin hepsini reddettiler. Parlamentodaki konuşmalarımızda ellerinden gelse bizleri de susturmak istiyorlardı” dedi.

Ali Fazıl Kasap ayakta alkışlandı 

Davutoğlu, Hasan Bitmez’in hayatını kaybetmesiyle partinin Meclis’teki grubunun düşmemesi için Saadet Partisi’ne katılan CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ı ayakta alkışlattı. Davutoğlu, şunları söyledi:

“12 şehidimiz toprağa verilirken ortak kader bilincimiz, ortak acı bilincimiz, ortak demokratik bilincimiz aynı anda darbe yedi. Gönül isterdi ki 5 değil 6 partinin de imza attığı metinle ‘Bu ülkenin çocukları kardeştir, bu ülkenin birliği için toprağa düşen herkes aziz şehitlerimiz mukaddestir, onların davasına sahip çıkarız’ denebilseydi. Ortak bir bildiride dahi buluşulamamış olması milletimizi derinden yaralamıştır.

“Cumhurbaşkanı makamı cenazeleri ipotek altına aldı”

Önce o ortak bildiride uzlaşacaktık. Hepimiz altına imza atacaktık. Sonra demokratik bilincimiz devreye girecekti ve neden bu şehitlerimiz karın kışın ortasında zor şartlarda oralarda terk edildi diye soracaktık. Anadolu’da iki konuda mutlak mutabakat vardır. Eğer cenaze varsa her şey unutulur. Cenaze makamında sadece tekbir getirilir. Bir cenaze namazı kılındı Manisa’da ve sanki siyasi partiler arasında kavga mekanı gibi. Maalesef bütün bugünlerde milleti birleştirmesi gereken Cumhurbaşkanı makamı bundan sonraki cenazeleri de ipotek altına alırcasına ‘daha ne günler göreceksiniz’ tarzında halkı ana muhalefet partisi genel başkanına karşı tahrik geldi. Düşmanınız gelse cenazede unutursunuz. Taziye kültürünün bir ahlakı vardır bu ahlakı ne zaman kaybettik biz.

“Kış şartlarında teneke barakalarına kim terk etti askerlerimizi”

Cenazelerimizi kaldırdık. Şimdi Meclis’te demokratik bilincimizi harekete geçirip soru sorma günüdür, kimse de bu sorulardan gocunmasın. Kimse bu sorulardan kaçmasın, kaçamasın. 12 şehidi hamasetle üstünü örtülecek şekilde toprağa vermedik biz. Sayın Bahçeli’nin dün bu kürsülerden ifadesiyle kış şartlarda teneke barakalara kim terk etti askerlerimizi. Neden yeterli teçhizat verilmedi?

Esat Oktay Yıldıran tepkisi 

Bir tarafta terörle mücadele yapacaksınız hiç çekinmeden, Türkiye gibi bir ülke zor bir coğrafyada gerektiğinde sert mücadelelerle ayakta durur ama halkı birleştireceksiniz, bölmeyeceksiniz terörle mücadele yapılırken, 12 Eylül’de yüzleşirken, 12 Eylül’de terörün kuluçka makinası gibi çalışan Diyarbakır Cezaevi’nde dışkı yedirmek kadar adice suşlar işlenirken orada bulunan görevlilerin adlarını okula vermeyeceksiniz. Kime olursa olsun insan hakları suçlarını yüceltmeyeceksiniz. 12 Eylül de dahil bütün darbelerin hesabını soracaksınız? 28 Şubat’ın faillerinin adları nasıl verilemezse bir okula 12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan acıların faillerinin de isimleri bir okula verilemez.

“İsveç bizim düşmanımız değil, tutumumuz masada verilen tavizlere karşı”

Batıya ‘ey batı’ diye haykırdığımız günlerde İsveç’in NATO’ya girişi tasarısı Dışişleri Komisyonu’na geldi. Neden şimdi? Eğer gerçekten Kuzey Irak’ta o şehitlerimizi katleden o teröristlerin arkasında ABD olduğunu düşünüyorsanız, ima ediyorsunuz ‘emperyalistler’ diye… Kim bu emperyalistler. Adını koysanıza korkmadan. Emperyalistlerin uç beyi İsrail’dir. Arkasında güçler de ABD, İngiltere ve ona destek verenlerdir. NATO’nun genişlemesine prensip olarak karşı çıkmayabilirsiniz, konuşursunuz ama bu iktidar aylardır döndü ve dedi ki İsveç’e ‘FETÖ ve PKK unsurlarını teslim edeceksin.’ Avrupa Birliği’ne seslendi, ‘Avrupa Birliği sürecini tekrar başlatacaksın.’ Amerika’ya seslendi, ‘F-16’yı vereceksin.’ ‘Vermezsen biz İsveç’in üyeliğini onaylamıyoruz.’

İsveç bizim düşmanımız değil, Filistin dahil birçok konuda en hassas davranan ülkelerden biridir. Bu tutum kesinlikle İsveç’e karşı değil, bu tutum eylemi ve söylemi farklı olan millete hamaset yapıp masada her türlü tavizi veren bugünkü iktidara karşı olan bir tutumdur.

Allah aşkına siz bir kurgu dizi ile değil de gerçek hayatın en sefil örneklerinin sergilendiği ATV’deki gündüz programlarıyla uğraşın. Aile ilişkisinde ensest ilişkisi dahil her şeyin konuşulduğu sabahtan akşama yayın yapacaksınız, onun sahibi sayın Cumhurbaşkanı’nın damadının kardeşi olacak. Gerçek sahibi belli… Oradaki en ufak açık oturumlara dahil müdahale edeceksiniz ama sabahtan akşama kadar aile yapımızı ortadan kaldıran, her türlü rezilliğin gösterildiği sabah kuşağı programlarında kadınlarımızın bütün mahremiyeti ortaya çıkacak şekilde izin vereceksiniz. Oradan rant elde edeceksiniz. Bundan daha büyük bir ahlaksızlık olmaz.

“Tarikatları, cemaatleri bir fermanla kaldırabilecek fitne odakları gösteren radikal uç var”

Bir grup çıkıp bütün dini toplulukları, tarikatları, cemaatleri sanki bir fermanla kaldırabilecek, bir yasayla yok edilebilecek fitne odakları gösteren aşırı radikal uç var. Ne zaman tarikatlarla ilgili konu açılsa, bu kesimlere dönük bir iftira kampanyasıyla saldırıya geçiyorlar. Ahmet Yesevi’nin Mevlana’nın kolları üzerinde bin yıllık bir damarı kimse kesemez. Bunlara karşı tavrımızı alalım da tarikat kimliğinin tasavvuf kültürünün nasıl yozlaştığını görmemezlik edebilir miyiz? Akıldan feragat ederek İslam olmaz. Eğer bir insan aklını şu ve ya bu menkıbeler üzerinden birilerine teslim etmişse çıkacak yapı FETÖ gibi bir yapıdır.

“İktidar milletin devlete emanetini üç beş rantiyeci adına gasp etmektedir”

2016 yılının bütçe açığının yüz misli 2024 yılı için planlanmış. Sebep? 2023’te niye bu kadar bütçe açığı var? Çünkü seçim var. Bütçe açığı demek ‘enflasyon’ demek ‘yoksulluk, sefalet’ demek şimdi niye 2 trilyon 652 milyon, çünkü yine seçim var. Bütçe açığı olan bir yerde vergi artar… 2017 yılında Türkiye’nin toplam vergi geliri 536 milyar TL. 2022 yılında 2 trilyon 363 milyon geliri var. 2024’te 7 trilyon planlanıyor. Kim ödüyor bu vergileri? Dolaylı vergi zulümdür. Vatandaşların geliri ne olursa olsun herkese yayılan gelir demek. Şu anda dolaylı vergiler toplam vergilerin 3’te 2’sini oluşturuyor. Kimler vergi dışında kalıyor? KKM vergi dışı. Yurtdışına gidip gelen paralar geri geldiğinde vergi dışı. Kara para aklayıcılarından vergi alınmıyor. Bir inşaat şirketine vergi muafiyeti uygulayacaksın, fakirin fukaranın vergisini cezalı bir şekilde alacaksın.

Bugünkü iktidar milletin devlete emanetini üç beş rantiyeci adına gasp etmekte ve servet transferi yapmaktadır ve bütçeyi bunun aracı olarak kullandırmaktadır. Biz, Gelecek- Saadet Grubu olarak bu gasba son verdirmeye kararlıyız her bir kuruş gelirin hesabını soracağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir