Filistin’de kritik uyarı: Harem-i İbrahim Camisini ‘Yahudileştirme’ girişimleri
İbrahim Camisi’ne Yönelik Tehlikeli Planlar
Bakanlık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Likud Partisi’nden İsrail Meclisi üyesi Avichai Boaron’un “İbrahim Camisi’nin kontrolünün ele geçirilmesi ve Yahudileştirilmesi” açıklamalarına sert tepki gösterdi. Boaron’un sözlerinin, işgal hükümetinin tehlikeli ve sistematik politikalarının bir sonucu olduğu vurgulandı.
Boaron’un İbrahim Camisi üzerine yaptığı açıklamalar uluslararası alanda tanınan kutsal bir İslami mekan olan ve Filistin halkının sahip olduğu bir vakıf olan camiyi ele geçirme çabalarını desteklediğini gösteriyor. Bu nedenle, uluslararası insan hakları ve dünya mirası kurumlarına kamuoyunu bu tehlikeli planlara karşı çıkmaya çağırdı.
Harem-i İbrahim Camisi ve Tarihi Önemi
Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın ardından en kutsal dördüncü cami olarak kabul edilen Harem-i İbrahim Camii, Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakup ve diğer peygamberlerin kabirlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ancak, 1967’den beri İsrail işgali altında olan El Halil kentinde bulunan cami, Yahudi fanatik Baruch Goldstein’in 1994 saldırısının ardından ikiye bölünmüş ve çoğunluk Yahudilere tahsis edilmiştir.
El Halil Camii Katliamı olarak tarihe geçen saldırıda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş ve 150’den fazla kişi yaralanmıştı. Bu olayın ardından caminin bölünmesiyle, Hz. İshak ve diğer peygamberlerin kabirleri Müslümanlara ayrılan kısımda kalmış, diğer bölüm ise Yahudilere ayrılmıştı. Her iki kısım yılda onar gün ziyaretçilere açılmaktadır.
İbrahim Camisi’nin kimliğine ve tarihî önemine saygı gösterilmesi, bu kutsal mekanın yapısının değiştirilmesine karşı çıkılması büyük bir önem taşımaktadır. İsrail’in bu tür politikaları nedeniyle uluslararası toplumun dikkatini çekmek ve işgale karşı durmak gerekmektedir.