Oyuncu Vildan Atasever, Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesinin etkinlik mekanı BlackBox’ta gerçekleştirilen “İstanbul Hafızası” başlıklı etkinliğe konuk oldu.
Moderatörlüğünü Bahar Çuhadar’ın üstlendiği söyleşide Atasever, İstanbul ile kurduğu kişisel bağı, kent yaşamına dair gözlemlerini ve projelerini anlattı.
“İki Genç Kız” filmindeki Handan ve “Kader”deki Uğur rolleriyle hafızalarda yer edinen Atasever, sinema ve televizyondaki projelerini, “Küçük Balkon” adlı oyunla ilk defa çıktığı tiyatro sahnesindeki performansına dair detayları aktardı.
Atasever, Diyarbakır’dan ailesinin görevi nedeniyle 5 yaşında İstanbul’a gelişiyle, çocukluğunun Eyüpsultan’da geçtiğini ve ilerleyen zamanlarda oyunculuk kariyeriyle İstanbul’un ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaşadığını söyledi.
“Oyunculuğun en güzel tarafı, asla giremeyeceğin yerlere çalışmak için giriyorsun”
İhsan Oktay Anar’ın hikayelerini çok sevdiğini belirten Atasever, “‘Suskunlar’ romanında İstanbul’dan, Eyüpsultan, Balat, Karaköy, Beyoğlu’ndan inanılmaz derin hikayelerle bahseder. Ben o zaman İhsan Oktay Anar’ın kitabını okuduğumda ‘Aman Allah’ım nerelerde yürüyorum ben, insanlar neler yaşamışlar burada’ dedim.” ifadelerini kullandı.
Pierre Loti tepesinin İstanbul’da gitmekten en keyif aldığı yerlerden biri olduğuna işaret eden Atasever, “Belki 5 ay falan olmuştur. Çok olmadı. Oraya gidip yürümek, Pierre Loti’ye çıkıp yukarıdan Haliç’i izlemek, erken saatlerde bir kahve içmek sonra yürüyerek eve dönmek hoşuma gidiyordu.” dedi.
Atasever, rol aldığı yapımlar vesilesiyle de İstanbul’un yer altındaki şehrine tanık olduğunu dile getirerek, “Bir tane tarihi dizide oynadım. Fatih’in altında, yeraltı şehri vardır. Orada, aslında İstanbul’un birçok köşesinde çalıştım. O yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Oyunculuğun en güzel taraflarından biri de bu, asla giremeyeceğin yerlere çalışmak için giriyorsun. Müthiş bir duygu.” diye konuştu.
“İnanılmaz kıymetli hocalardan ders aldım”
Oyunculuğa 5 yaşında merak saldığını aktaran başarılı oyuncu, şunları kaydetti:
“5 yaşında insan ‘oyuncu olacağım’ der mi ya? Ablam okula götürüyor beni, şu an çok mantıksız geliyor ama ‘abla beni okula götürme ben oyuncu olacağım’ demişim. Türk filmlerinde Fatma Girik, Türkan Şoray ve Filiz Akın’ı izlerdim. Evden aksesuarları bulurdum, saçıma takardım. Annemin makyaj malzemeleriyle aynanın karşısına geçer, saçma sapan yüzümü boyar, ondan sonra filmdeki diyalogları kendi kendime söylerdim. Misafir gelirdi evimize. Sonra annemle babam derdi ki, ‘kızım amcana, teyzene küçük bir şey göstersene’ biz de arkadaşlarımla gösteri hazırlardık.”
Oyunculuk eğitimine sonraki süreçte Türker İnanoğlu Vakfı bünyesinde devam ettiğini anlatan Vildan Atasever, “Konservatuar sınavlarına hazırlandım, gittim. Olmadı. Sonra ustam, hocam Türker İnanoğlu’nun TÜRVAK diye bir okulu açıldı. Sinema, televizyon ve oyunculuk eğitimi veriliyordu. Oraya girdim sınava. Oranın burslu öğrencilerinden biriyim. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne giremedim ama Müjdat Hoca öğretmenim oldu. İnanılmaz kıymetli hocalardan ders aldım. Bütün konservatuarlardan görebileceğiniz düzeyde öğretmenlerle çalıştım. Yani çok şükür, çok güzel bir eğitimden geçtim.” açıklamasını yaptı.
Bazı filmlerle daha çok tanındığını dile getiren Atasever, “Yönetmen Kutluğ Ataman inanılmaz disiplinli bir insandı. Biz inanılmaz disiplinle çalıştık. Provalarımız çok zengindi. İkinci bir üniversite bitirmiş gibiydim. Zeki Demirkubuz’la ‘tamam bitti üçüncü diplomamı da aldım’ dedim. Bu şekilde çalıştım. Hep onlar gibi insanlarla çalışmak istiyorsunuz yani. İşte denk geliyor bazen, bazen gelmiyor.” şeklinde konuştu.
“Hep tiyatro oynamak istiyordum”
“Küçük Balkon” tiyatro oyunuyla da 25 sene sonra ilk defa tiyatro sahnesinde olacağını belirten Atasever, şunları anlattı:
“Ben hep tiyatro oynamak istiyordum. Ama işte ‘oyun mu, sinema filmi mi’ denildiğinde ben hep sinemayı seçtim. Can’ın (Kılcıoğlu) tekstini okumadan önce de çok tiyatro teksti okudum. 4 senedir oyun arıyordum. Beni tek heyecanlandıran seyircinin enerjisini hissetmek, yoksa oyun oynamakla ilgili tabii ki ‘iyi ya da kötü oynarım’ durumu yok. Bazen ‘ezberimi unutur muyum acaba’ diyorum. Çünkü o heyecanla ezberi unutabilirsin ama çok şükür hiçbir şey olmadı.”
BluTV’de 6 Mart’ta yayınlanacak Magarsus’un ikinci sezonunda bir rolde yer aldığını anlatan Atasever, birinci sezonunu izleyip çok sevdiğini ikinci sezonda da yer almaktan mutluluk duyduğunu sözlerine ekledi.
“İstanbul Hafızası” etkinlik dizisi hakkında
“İstanbul Hafızası” söyleşileri, kentin sanatsal dokusunu, kültürel birikimini ve enerjisini sanatçıların perspektifinden ele alıyor.
Bahar Çuhadar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşiler, İstanbul’da yaşayan ve üreten, eserleriyle şehre ve sakinlerine ilham veren isimleri ağırlıyor.
İstanbul Hafızası etkinliğinin mart ayı konuğu oyuncu Uğur Uzunel olacak.
BlackBox etkinliklerinin biletleri Biletix üzerinden alınabilir.
